sierracudi Admin
Mesaj Sayısı : 722 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 28/04/07
| Konu: A'dan Z'ye Türküler U - Ü Perş. Mayıs 10, 2007 10:52 pm | |
|
uca dağların başında
erzurum-abdurrahman yörüktümen-nida tüfekçi-mustafa hoşsu
her taraftan üç beş kelle
terkiye astığın var mı
kargının ucunu salla
etme düşmene eyvalla
köroğlu söyler şanından
kuş uçurmaz meydanından
unutursun
ismail özden
bir gün olur sende beni
unutursun unutursun
zaten kalmışım yanılız
sende bir gün unutursun
şu dağların ovasına
çekip gitsem yaylasına
kuşlar dödü yuvasına
sende bir gün unutursun
yollar uzun uzar gider
deli gönül feryat eder
geçer ömür geçer gider
sende birgün unutursun
bu hasretlik yasa döndü
yaz baharım kışa döndü
geçti ömür başa döndü
sende bir gün unutursun
unutursun mihribanım
abdurrahim karakoç-musa eroğlu
unutmak kolay mı deme unutursun mihribanım
oğlun kızın olsun hele unutursun mihribanım
hayat böyle bu gemide eskiler yiter yenide
beni değil kendini de unutursun mihribanım
yıllar sineme yaslanır hatıraların paslanır
bu deli gönül uslanır unutursun mihribanım
zaman erir kelep kelep meyve dalda durmuyor hep
unutturur bir çok sebep unutursun mihribanım
gün geçer azalır sevgi değişir herşeyin rengi
bugün değil yarın belki unutursun mihribanım
düzen böyle bu hep böyle eskiler hep geride
beni değil kendini de unutursun mihriban’ım
urfa'lıyam ezelden
şanlıurfa-yöre ekibi-muzaffer sarısözen
urfa'lıyam ezelden
gönlüm geçmez güzelden (vay)
göynümün gözü çıksın
sevmez idim ezelden (vay)
anam olasan ömer
babam olasan ömer
bensiz kalasan ömer
yetim kalasan ömer (vay)
dağlardan akan seller
dökülmüş sırma teller (vay)
yüreğin taştan mıdır
bana acıyor eller (vay)
urfa bir yana düşer
(antep bir yana düşer)
zülüf gerdana düşer (vay)
bu nasıl baş bağlamak
her gün bir vana düşer (vay)
urfa'lıyam gül n'edim
şanlıurfa-bedirhan kırmızı-ahmet bayram
urfa'liyam gül n'edim
ben yarıma gül dedim
yar yanagında gül açmış (lo)
gül içinde gülmedim
eli kınalı yarim
yüzü duvaklı yarim
gözü sürmeli yarim
allı da yazmalı yarim
(burnu da hızmalı yarim)
urfa'liyam tahtım yok
tüfengim var bahtım yok
yar göğsüne ben dolmuş (ol)
bir ben kadar bahtım yok
urfa'lıyam ağam ben
her derde ortağam ben
var senden avrılalı (lo)
ölmamişem sağam ben
urfa'mızın dört etrafı bahçalar
şanlıurfa-ismail hakkı ertan-bünyamin aksungur
urfa'mızın dört etrafı bahçalar
(ah) yar oturmuş elbisesin bohçalar
kazanmışam senin için akçalar
yenge de duydum sevdalısın sevdalı
(ah) kaşlar kara kirpiklerin belalı
urfa'mızın bahçaları bir sıra
(ah) kara gözlüm gel çıkalım kasıra
koyun olsam melesem ardın sıra
urfa'nın etrafı dumanlı dağlar
şanlıurfa-cemil cankat-muzaffer sarısözen
urfa’nın etrafı dumanlı dağlar
ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar
benim zalim derdim cihanı dağlar
gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar
anandan babandan yardan ayrı koyarlar
urfa dağlarında gezer bir ceylan
yavrusunu kaybetmiş ağlıyor yaman
yarimin derdine bulmadım derman
ceylan senin gibi yüreğim yara
cihanda derdime anam bulmadım çare
bir yavru kaybettim gözleri kara
urfa semahı
dertli divani
nennide nenni dost nenni neni has nenni nenni
bugün yasta gördüm
zülfü siyahım
gülmedi sultanım dost dost
bilmem ne haldır
sormadı sultanım
bilmem ne haldır
nennide nenni dost nenni neni has nenni nenni
o sultana varıp
halım soralım
hey can soralım
bugün dünya yarın dost dost
ahret ararım
aşkına gıldığım
sabrı gararım
kalmadı sultanım bilmem ne haldır
nennide nenni dost nenni neni has nenni nenni
(yeldirme)
o sultandır her işlerin sebebi
alnını nurunda gördüm habibi
yaralara merhem sarar tabibi
sarmadı sultanım bilmem ne haldır
sarmadı sultanım bilmem ne haldır
benim hüder aklım başımdan gitti
sağlığımda beni salaca etti
cenazen gılarım diye vadetti
gılmadı sultanım bilmem ne haldır
gılmadı sultanım bilmem ne haldır
nennide nenni dost nenni neni has nenni nenni
urfa'ya paşa geldi
van-hamdi polatoğlu-mustafa hoşsu
urfa'ya paşa geldi anam
tahta temasa geldi
bir elim yar kolunda anam
bir elim boşa geldi
durmaz parmağın hani
benim sevdiğim sensin
hani mendilim hani
senin sevdiğin hani
urfa urfa içinde anam
kavruldum yağ içinde
ellerin yari gelmiş
bizimki yok içinde
hani mendilim hani
durmaz parmağın hani
benim sevdiğim sensin
senin sevdiğin hani
urganları ulam ulam ulalı
çankırı-şabanözü-yusuf şehirlioğlu-hüseyin yıldırım-muzaffer sarısözen
urganları ulam ulam ulalı
erkeçleri baş pınardan sulalı
al çiçeğim dimdah dimdah
mor çiçeğim yallah
topla varım avlunuzun taşını
gurban olam sil gözünün yaşını
benim yare gönderdiğim bir kutu
kutunun içinde üç türlü koku
uyan gözlerine kurban olduğum
azerbaycan-guzgunlu-dilber özbuğutu-ramazan kartal
elma attım yasdığına dayandı
yasdığ da gızıl güle boyandı
sennen yatan o sunalar uyandı
uyan gözlerine kurban olduğum
keh gelirem keh giderem bacıya
yalvarıram kadır mevlam hocuya
tan yıldızı ile kalkmış ucuya
uyan gözlerine kurban olduğum
uydum yarin sözüne
rize-hemşin-hikmet tanyaş-ibrahim can
uydum yarın sözüne çıktum yayla düzüne
bulamadum yarumi rastlamadım izune
e yaylalar yaylalar yarum burdan geçtu mi
karu buzlu sulardan kana kana içtu mi
e yaylalar yaylalar başı dumanlı dağlar
kız ben senun yüzünden nedur kalduğum hallar
uykudan uyanmış gözleri bir hoş
erzurum-aşık dursan cevlani-muzaffer sarısözen
(amman) uykudan uyanmış gözleri bir hoş
dedim sarhoş musan söyledi yoh yoh
ağ elleri boğum boğum gınalı
dedim yar bayram mı söyledi yoh yoh
(amman) dedim kalem nedir dedi kaşımdır
dedim inci nedir dedi dişimdir
dedim on beş nedir dedi yaşımdır
dedim artık var mı söyledi yoh yoh
(amman) dedim erzurum nen dedi ilimdir
dedim gider misen dedi yolumdur
dedim emrah nendir dedi kulumdur
dedim satar mısan söyledi yoh yoh
uzadım gamış oldum
denizli-özay gönlüm
uzadım gamış oldum (haydi haydi)
damladım gumuş oldum
yar aşkına düşeli
bir yuvasız guş oldum (amanin)
mili mili millidir
gocuman gız dudu dudu dillidir
başında on yedi güllüdür
yörüşünden bellidir
cilve nazına
ben yandım deyze gızına
gocuman gız ben seni gaçırcem
buban gelsin sözüme
şu dağlar oyum gibi (haydi haydi)
meşesi boyum gibi
bizim köyün gızları
gınalı goyun gibi (amanın)
uzun avlu dar kapılar
erzurum-muharrem akkuş-yücel paşmakçı
uzun avlu dar kapılar
sevinsin yarı tavlılar
nerede iki evliler
gezmenin zamanıdır begim
külhancıya verdik çili
hamamcının tatlı dili
peşimbalın al yeşili
asmanın zamanıdır
bakır serpoş kalaylandı
geldi duvara dayandı
gören kızlan havaslandı
almanın zamanıdır begim
uzun ince bir yoldayım
sıvas-aşık veysel şatıroğlu
uzun ince bir yoldayım
gidiyorum gündüz gece
bilmiyorum ne haldeyim
gidiyorum gündüz gece
dünyaya geldiğim anda
yürüdüm aynı zamanda
iki kapılı bir handa
gidiyorum gündüz gece
şaşar veysel iş bu hale
gah ağlaya gahi güle
yetişmek için menzile
gidiyorum gündüz gece
uzun kavak
kırklareli-vasfiye çemder-muzaffer sarısözen
uzun kavak ne gidersin engine
yaprakların benzemiyor rengine
anne beni verecek misin dengime
ah dola dola dola da yar dolanıyor boynuma
akşamdan gel sağ yanıma yanıma
uzun kavak gıcır gıcır gıcırdar
anne benim sağ yanımda sancım var
ben ölürsem benden nice nice genci var
uzun kavak dalın malın kırılsın
yaprakların suda muda çürüsün
herkes sevdiğini alsın yürüsün
uzun uzun kamışlar
şanlıurfa-cemil cankat
uzun uzun kamışlaruy aman
ucunu boyamışlaruy aman
benim nazlı yarimiuy aman
gurbete yollamışlaruy aman
ipin ucu bendediruy aman
bir ucu da sendediruy aman
dünya güzelle dolsauy aman
yine gönlüm sendediruy aman
üç beş aşık bir araya gelmişler
sıvas-tokuş köyü-yüksel yıldız-erkan sürmen
üç beş aşık bir araya gelmişler (efendim cananım)
onlar birbirine meydan ederler (ömrüm ömrüm yaresi
dost)
ikrarından dönmez kadr-i sadıklar (efendim cananım)
hakikat sırrını pünhan ederler (ömrüm ömrüm yaresi dost)
olaydın anların darına berdar
cümlesine oldu aklım tarumar
on iki kovunum uç beş kuzum var
gönül yaylasında cevyan ederler
dertli bu dertlere düşenden beri
kimi geri çeker kimi ileri
çeksem rakibi girmez içeri
hakikata kuru bühtan ederler
üç çınar altında lambalar yanar
rumeli-selim lort-havva karakaş-hasan karakaş
üç çınar altında (asiye'm aman) lambalar yanar
herkes sevdiğine (asiye'm aman) böyle mi yanar
yandı yüreciğim hararet (aman) bir su ver bana
içmeden ölürsem (asiye'm aman) dert olur sana
üç çınar altında (asiye'm aman) laleler biter
o beyaz kollere (asiye'm aman) bilezık ister
üç derviş geliyor
eskişehir-çifteler han-huriye satıcı-cemalettin gençtürk
üç derviş geliyor (da) civanım şamdan o yanı (vay vay)
daramış kekilin zilifi vermiş tımarı (vay vay)
gonuver de durnam gon gon
evlere kekliğin gon gon
ayrı da düştüm gon gon
durnamın kanadı (da) civanım al değil yeşil (vay vay)
sıva kollarını (da) cıvanım boynumdan aşır (vay vay)
durnamın kanadı (da) civanım al değil sarı (vay vay)
dağlara saldım (da) civanım gül yüzlü varı (vay vay)
üç guşuduk uçarıdık havada
afyon-felelli köyü-celal aybey-yılmaz ipek
üç guşuduk (da vay) uçarıdık havada (yavru havada)
gayva gibi (de vay) gavurdular tavada (tavada aman)
kendim gurbet elde gönlüm sılada (yavru sılada)
vav güzeller evlerınız nerdolur
eller sarar yüreğime derdolur
üç guşuduk (da vay) gide gide yorulduk (yavru yorulduk)
avcı vurdu (da vay) ganadımız gırıldı
(şahan çarptı (da vay) ganadımız gırıldı)
bize kısmet gurbet elden verildi (yavru verildi)
üç gün evvel geldi gelin alıcı
sinop-münire tarabuş-ahmet yamacı
üç gün evvel geldi gelin alıcı
denizde (de) boğuldum voktur ilacı
anam babam kıme olsun davacı
alma (da) dalgam alma yeni gelini
gümüş (de) kemer sıkmış ince belini
çevizim sandıkta basılı kaldı
elbisem duvarda asılı kaldı
benim nazlı varım kimlere kaldı
haydin kızlar kalkın yola duralım
hürmüz gelin geçecek onu görelim
öğlen namazını biz de kılalım
üç güzel oturmuş gergefin işler
kocaeli-kandıra-kazım taştekin-muzaffer sarısözen
üç güzel oturmuş (of) gergefin işler (aman aman)
gergefin üstüne a yarim dökülür yaşlar
herkes sevdiğine (of) çevre bağışlar (aman aman)
galmadı sabrı kararım her gün ağlarım
ağlarım da av efendim bir bir söylerim
üğrunü üğrunü gelir dereden (bedir)
sıvas-şarkışla-medine köseoğlu-ihsan öztürk
üğrunu üğrunu gelir dereden
benlerini sayamadım kareden
sevdiğimi bana yazsa yaradan
şen ol yaylam şen ol bedir geliyor
şu dereden cıvıl cıvıl kuş gelir
armağanlar dolu gider boş gelir
sevda bilmeyene hayal düş gelir
şen ol yaylam şen ol bedir geliyor
boğazında lira alnında altın
bedir'i vermiyor şu gürcü hatun
param çok değil ki alayım satın
sen ol yaylam sen ol bedir geliyor
konak boğazında ardından yettim
kızyandı’ya kadar beraber gettim
bedir’i yaylaya emanet ettim
şen ol yaylam şen ol bedir geliyor
ümmü kız
denizli
su yüzünde yüzüp de giden ümmü de kızın bürgüsü
otuziki telendir ipek de saçlarının örgüsü
bu güzellik ümmü de kıza hakkın vergisi
kudurasıca çaylar
nerelere koydun ümmü’mü sular oy
akmayasıca çaylar
nerelere koydun ümmü’mü sular oy
ümmüm seni hanaylardan atarlar
afyon-mevlüt dede-mustafa hoşsu
ümmüm seni hanaylardan atarlar
ak eline kara kına yakarlar
yakarlar gelin ümmü'm yakarlar
güzel isen al yanaktan öperler
çirkin isen dış kapıdan kovarlar
kovarlar gelin ümmü'm kovarlar
vargit ümmü'm vargit doldur suyunu suyunu
öğrenemedim huyunu
vargit ümmü'm vargit doldur destini destini
unutmuşsun dostunu
davul çeşmesinin önü çayırlık
zor geliyor şu gençlikte ayrılık ayrılık gelin ümmü'm ayrılık
ümmü'm sende değil annende gavurluk
akşam olur dombayımı tararım
ümmü diye sokakları ararım
gelenden geçenden haber sorarım
üsküdar’a gider iken (katibim)
istanbul-nuri halil poyraz-muzaffer sarısözen
üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur
katibimin setresi uzun eteği çamur
katip uykudan uyanmış gözleri mahmur
katip benim ben katibin el ne karışır
katibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
üsküdar’a gider iken bir mendil buldum
mendilimin içine de lokum doldurdum
katibimi arar iken yanımda buldum
| |
|