hacel obasını engin mi sandın
sıvas-şarkışla-ihsan öztürk
hacal obası’nı engin mi sandın
ayağında potini var zengin mi sandın
her olur olmazı canım dengin mi sandın
ay da doğdu göremedim yar seni
merdivenden tıkır mıkır inişin
çığırdaşır altın ile gülüşün
önce söz verişin yavrum sonra gidişin
ay da doğdu göremedim yar seni
tren gelir acı acı seslenir
yağmur yağar terenteler ıslanır
zalim anan duyar duyar bize herslenir
ay da doğdu göremedim yar seni
suya gider bir incecik yolu var
sıktırmış kemeri ince beli var
söylerim söylemez tatlı dili var
ay da geçti göremedim yar seni
hal yaman oldu
yavuz top
sen bu ellerden gideli yar bu ellerden gideli
hal yaman oldu el yaman oldu gel yaman oldu
kimse sormadı halimi
el yaman oldu hal yaman oldu gel yaman oldu
garip olduğum bildiler kolum kanadım kırdılar
bakıp halime güldüler
el yaman oldu hal yaman oldu gel yaman oldu
yıllardır haber gelmedi sensiz hiç yüzüm gülmedi
gayrı tahammül kalmadı
hal yaman oldu gel yaman oldu el yaman oldu
halil ibrahim
dursunali akınet-selahattin aygün
dağda kızıl ot biter içinde keklik öter
eşkıyadan da beter uslan be halil ibrahim
kıvırcık saçlarına kar düşmüş uçlarına
dağın yamaçlarına yaslan be halil ibrahim
derede su durulur daldan köprü kurulurer
yerine vurulur aslan be halil ibrahim
kıvırcık saçlarına kar düşmüş uçlarına
dağın yamaçlarına yaslan be halil ibrahim
müfreze dağı sarar dağda kaçaklar arar
geçit vermez kayalar hızlan be halil ibrahim
halimi arzettim dağlara daşa
çorum-ali ihsan erdoğan-sadettin gürhan
muhannetin gahzı elin derdine
(efendim aloğlu gül yüzlüm piroğlu)
dayanılmaz acı tatlı zehriye
(sevdiğim efendim)
goca gızılırmak fırat nehrine
dedim götürmüyor bu gam yükünü
aşık haydar derki bu ahır çağı
bilenmiş geliyor ecel bıçağı
gök yüzünde uçan posta uçağı
dedim götürmüyor bu gam yükünü
halkalı şeker şam fıstık
eskişehir-satılmış kılıç-ahmet yamacı
halkalı şeker şam fıstık aman araplar gara gılçık
eğer beni seversen aman al bohçanı yola çık
halkalı şeker hasiretlik çeker
çok salınma güzel yarim
cahilim aklim gider
ben bu yerde haneyim aman yel vurmuş pervaneyim
gidin soylen o yare amanın derdinden divaneyim
galabak dereleri aman yayılır develeri
kalkıda vermiş oynarlar amanın şu gırka efeleri
hanaylar yaptırdım döşetemedim
kıbrıs-refia berkap-nida tüfekçi
hanaylar yaptırdım döşetemedim
çifte kumruları eş edemedim
zalim felek ile baş edemedim
konma bülbül konma çeşme başına
bu gençlikte neler geldi başıma
hanaylar yaptırdım yüceden yüce
içine yatmadım üç gün üç gece
kurbanlar keserim gördüğüm gece
hangi bağın bağbanısın
diyarbakır-ramazan şenses-ahmet yamacı
hangi bağın bağbanısan gülüsen gülüsen
aldın aklım ettin beni deli sen aman
yüz yıl geçse gene benim malımsan malımsan
isterem ki bir gün evvel gelesen aman
öldüm bittim eridim kül oldum aman
o senin aşkın elinden eridim aman
sesin aldım yüzün gördüm ayıldım aman
diyarbakır etrafında bağlar var bağlar var
fitil işler yüreğimde yara var aman
sen gidersen benim başka kimim var kimim var
isterem ki bir gün evvel gelesen aman
ham meyvayı kopardılar dalından
ham meyvayı kopardılar dalından
beni ayırdılar nazlı yarimden
eğer yarim tutmaz ise salımdan
onun için açık gider gözlerim
uzun olur gemilerin direği
yanık olur aşıkların yüreği
ne sen gelin oldun ne ben güveyi
onun için açık gider gözlerim
benim yarim yaylalarda oturur
ak ellerin soğuk suya batırır
demedim mi nazlı yarim ben sana
çok muhabbet tez ayrılık getirir
harman yeri sürseler
şanlıurfa-hilmi ersoy-muzaffer sarısözen
harman yeri sürseler
oy sanem yerine gül ekseler
esmer gaday ben alim
bahtılı gız başına
oy sanem sevdiğine verseler
esmer gaday ben alim
harman yeri yas yeri
oy sanem yavaş yeri hoş yeri
esmer gaday ben alim
gel beraber gezelim
oy sanem sevdigim gitme geri
esmer gaday ben alim
hasret kimseye kalmasın
içel
telli turnam selam götür
sevdiğimin diyarına
üzülmesin ağlamasın
belki gelirim yarına cananıma
hasret kimseye kalmasın
sevdalılar ayrılmasın
ben yandım eller yanmasın
sevdanın aşkın narına cananıma
gönüle hasret yazıldı
sevgiye mezar kazıldı
iki damla yaş süzüldü
gözlerimin pınarına pınarına
hastane önünde incir ağacı
yozgat-akdağmadeni-nida tüfekçi
hastane önünde incir ağacı annem ağacı
doktor bulamadı buna ilacı anem ilacı
baş tabip geliyor zehirden acıannem vay acı
garip kaldım yüreğime dert oldu annem dert oldu
ellerin vatanı bana yurt oldu annem yurt oldu
mezarımı kazın bayıra düzeannem vay düze
yönünü çevirin sıladan yüzeannem vay yüze
benden selam söylen sevdiğinizesevdiğinize
başına koysun kareler bağlasın annem bağlasın
gurbet elde kaldım diye ağlasın annem ağlasın