gafil kalma şaşkın
gaziantep
gafil kalma şaşkın bir gün ölürsün
dünya dolu malın olsa ne fayda
ettiğin işlere pişman olursun
pişmancalık ele geçmez ne fayda
bir gün seni götürürler evinden
hak-kın kelamını kesme dilinden
kurtulmazsın azrail'in elinden
türlü türlü yolun olsa ne fayda
söylersin de sen sözünden şaşmazsın
helalini haramından seçmezsin
kesilir kısmetin suda içmezsin
akan çaylar senin olsa ne fayda
sen söylersin söz içinde sözüm var
çalarsın çırparsın oğlun kızın var
hiç demezsin üç beş arşın bezim var
bedestanlar senin olsa ne fayda
kul himmet ustadım çöksem otursam
türlü varlığımı ele götürsem
dünya benim diye zapta geçirsem
bütün dünya senin olsa ne fayda
gahmut yaylasından aşarken
yolum
davut sulari
gahmut yaylasından asarken yolum
gördüm ki yaralı ağlar bir ceyran
avcı vurmuş kanları yere akar
iniler sızılar ağlar bir ceyran
çifte kuzusu var dağlar maralı
kuduretten kaşı gözü karalı
avcı vurmuş anaları yaralı
iniler sızılar ağlar bir ceyran
davut sulari'yem olmuşam nöker
ceyran avuç avuç gözyaşı döker
bizim yaylalarda sürüler yatar
iniler sızılar ağlar bir ceyran
gar mı yağdı kütahyanın dağına
kütahya-hisarlı ahmet
gar mı yağdı kütahyanın dağına
ateş düştü ciğerimin bağına
gül donatmış şalvarının ağına
kayırma sevgilim gün böyle kalmaz
yanar ciğerimin ateşi sönmez
melek misin yeşil dallar giyersin
cellat mısın tatlı cana kıyarsın
çocuk musun el sözüne uyarsın
açıldı çiçekler gelmedi yazlar
elleri koynunda bir gelin ağlar
gardaş
aşık hüdai
içimde bir yara vardır
sarılmaz ki saram gardaş
buralarda durmak zordur
durulmaz ki duram gardaş
kayboldu güneşim ayım
sanki ışıksız dünyayım
yıkıldı gönül sarayım
kurulmaz ki kuram garsaş
der hüdai yandım düne
çok acıdım geçen güne
biri kırka kırkı bine
yarılmaz ki yaram gardaş
gayrı dayanamam ben bu
hasrete
çorum-ali ihsan erdogan
gayrı dayanamam ben bu hasrete
ya beni de götür ya sende gitme
ateşi aşkına canım canım yakma çıramı
ya beni de götür ya sende gitme
yar yar vurdun bağrıma kızgın dağları
ah viran koydun mor sümbüllü bağları
sevdiğim geçiyor hasret çağları
ya beni de götür ya sende gitme
gaziantep yolunda
gaziantep
bahçelerde mor meni verem ettin sen beni
nasıl verem olmayım eller sarıyor seni
ben sana yandım gelin yanağı allı gelin
gaziantep yolunda öldürdün beni gelin
bahçalarda meleme yar göğsün düğmeleme
ölürsem kanlım sensin gözlerin sürmeleme
bahçalarda saz olur gül açılır yaz olur
ben yarime gül demem gülün ömrü az olur
geçti dost kervanı
pir sultan abdal-sıvas
şu karşı yaylada göç katar katar
bir güzel sevdası serimde tüter
bu ayrılık bize ölümden beter
geçti dost kervanı eyleme beni
şu benim sevdiğim başta oturur
bir güzel sevdası beni bitirir
bu ayrılık bize ölüm getirir
pir sultan abdal’ım dağlar aşalım
aşıp yüce dağı engin düşelim
çok hasretin çektik helallaşalım
gel hele
behlül alkan
seher yeli selam söyle yarime
gel hele de gülüm gel hele
beni kula kul eyledi bu sene
gel hele de gülüm gel hele
değme kuşlar konmaz iken dalıma
gel hele de gülüm gel hele
gurbet eli yol eyledik bu sene
gel hele de gülüm gel hele
hasretin acısı bağrımı deler
gel hele de gülüm gel hele
nedendir ki ben ağlarım el güler
gel hele de gülüm gel hele
ne bir mektup gelir ne haber salar
gel hele de gülüm gel hele
postaneyi yol eyledik bu sene
gel hele de gülüm gel hele
asığın sinesi benzer sazına
gel hele de gülüm gel hele
geceleri uyku girmez gözüme
gel hele de gülüm gel hele
takatim yok sular indi dizime
gel hele de gülüm gel hele
hastaneyi yol eyledik bu sene
gel hele de gülüm gel hele
geldim şu alemi ıslah edeyim
sıvas-feyzullah çınar
geldim şu alemi ıslah edeyim
özümü meydanda gördüm sonradan
zaman mahlukuna meylimi verdim
sermayemden zarar gördüm sonradan
su zalimin kara kara yüzleri
yaramıza yaramadı tuzları
iki dilli su cahilin sözleri
durdukça kar etti canan sonradan
geldi bizim ile sevdi sevişti
al kadeh ver kadeh doldurdu içti
sadık yarim diye yeminler içti
özü çürük imiş duyduk sonradan
gele gele geldik
şanlıurfa-mukim
tahir-muzaffer sarısözen
gele gele geldik bir kara taşa yazılanlar gelir
sağ olan başa emman efendim
bizi hasret koyan kavim kardaşa
bir ayrılık bir yoksulluk
bir ölüm emman efendim
nice sultanları tahtan indirir
nicesinin gül benzini soldurur
emman efendim
niceleri dönmez yola gönderir
bir ayrılık bir yoksulluk
bir ölüm emman efendim
geline bak geline
sıvas-muzaffer sarısözen-muzaffer
sarısözen
geline bak geline kına yakmış eline
yar hayda halden bilmez ne fayda söz anlamaz ne çare
eğildim su içmeğe aklıma düştü gelin
yar hayda halden bilmez ne fayda söz anlamaz ne çare
köprünün altı diken yaktın beni gül iken
yar hayda halden bilmez ne fayda söz anlamaz ne çare
allah da seni yaksın üç günlük gelin iken
yar hayda halden bilmez ne fayda söz anlamaz ne çare
gelmiş iken bir habercik
sıvas-ali sultan
gelmiş iken bir habercik sorayım
niçin gitmez yıldız dağı dumanın
gerçek erenlere yüzler süreyim
niçin gitmez yıldız dağı dumanın
alçağında al kırmızı taşın var
yükseğinde turnaların sesi var
ben de bilmem ne talihsiz başın var
niçin gitmez yıldız dağı dumanın
benim şah'ım al kırmızı bürünür
dost yüzün görmeyen düşman bilinir
yücesinden şah'ın ili görünür
niçin gitmez yıldızdağı dumanın
el ettiler turnalar bazlara
dağlar yeşillendi döndü yazlara
çiğdemler taşınsın söylen kızlara
niçin gitmez yıldız dağı dumanın
şah'ın bahçesinde gonca gül biter
anda garip garip bülbüller öter
bunda ayrılık var ölümden beter
niçin gitmez yıldız dağı dumanın
ben de bildim su dağların sahisin
gerçek erenlerin nazargahısın
abdal pir sultan’ın seyrangahısın
niçin gitmez yıldız dağı dumanın
gerizler başı
gerizler başı’ndan hoplayamadım aman aman
döküldü cephanelerim toplayamadım
düşman galip geldi haklayamadım aman aman
amanın amanın efeler öldürmen beni
bir hiç uğruna da efem soldurman beni
mahkeme önünden eğildim geçtim aman aman
sol yanımdan kurşun yedim bayıldım düştüm
ahbap düşman oldu ben buna şaştım aman aman
gesi bağları
gesi-kayseri
gesi bağları’nda dolanıyorum
yitirdiğim yarimi aman aranıyorum
bir çift selamına güveniyorum
gel otur yanıma hallerimi söyleyim
halımdan anlamaz ben o yari neyleyim
gesi bağları’nda üç top gülüm var
hey allah’tan korkmaz sana bana ölüm var
ölüm varsa şu dünyada zulüm var
atma garip anam beni dağlar ardına
kimseler yanmasın anam yansın derdime
gesi bağları’ndan gelsin geçilsin
kurulsun masalar rakı şarap içilsin
herkes sevdiğini alsın çekilsin
gel otur yanıma hallerimi söyleyim
halımdan anlamaz ben o yari neyleyim
geyik avı
adana
ben de gittim bir geyiğin avına ah aman aman
geyik de çekti beni kendi dağına aman aman dağına
tövbeler tövbesi geyik avına aman aman
siz gidin avcılar-kardaşlar kaldım
kayalar başına aman aman kayalar başına
ben giderken kaya başı kar idi ah aman aman
yel vurdu da ıklım ıklım eridi aman aman eridi
gız pınar başında yatmış uyumuş
bilecik-mehmet ibiş-muzaffer
sarısözen
gız pınar başında yatmış uyumuş yar
ela gözlerini uyku bürümüş
herkes sevdiğini almış yürümüş
elmalar yolladım çevreler salladım
eğlensin diye sallansın diye
giz pınar başında testi doldurur yar
testinin kulpuna şahin kondurur
giz senin bakisin beni öldürür
derdimin dermanı iğdeli gelin
iğdesini aldırmış sevdalı gelin