mavracilar.niceboard.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

mavracilar.niceboard.com

sanat siyaset türkü muhabbet
 
AnasayfaKayıt OlPortalliGaleriLatest imagesAramaGiriş yap

 

 türk kültüründe sayılar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sierracudi
Admin
Admin
sierracudi


Erkek Mesaj Sayısı : 722
Yaş : 41
Kayıt tarihi : 28/04/07

türk kültüründe sayılar Empty
MesajKonu: türk kültüründe sayılar   türk kültüründe sayılar Icon_minitimePaz Mayıs 06, 2007 12:49 am

GELENEKSEL KÜLTÜRÜMÜZDE VE ÂŞIKLARIN DİLİNDE
SAYILAR
Yrd.Doç.Dr.Mehmet YARDIMCI*
Türk kültüründe sayılar çok önemli bir yere sahiptir. Bunların büyük
bir bölümü dini inanmalardan kaynaklanmaktadır.
İnançlar yaşam biçiminizi doğrudan doğruya etkilemekte, bu etki,
edebiyatımızda, sanatımızda, müziğimizde, halk oyunlarımızda kendini
göstermektedir.
Bazı sayıların kültürümüzdeki işlevi İslamiyet öncesi sosyal
hayatımıza dayanmakta. Kimi sayılar destan ve masallarımızda önemli
ölçüde yer almaktadır.
Edebiyatımızda da dinin etkisi çok fazladır. İslâmi inanışlar gerek
halk, gerekse divan edebiyatında önemli ölçüde kendini hissettirmektedir.
İslâm dininde bazı sayılar kursal bir özellik taşır. Bir, Üç, Dört, Beş,
Yedi, Dokuz, On iki, Kırk vb. sayıların dini bakımdan çeşitli anlamlan
bulunmaktadır. Kutsal özellik taşıyan bu sayıların anlamları çeşitli yazılarca
nesir biçiminde işlenirken, âşıklar tarafından da şiirlerde sık sık dile
getirilmiştir.
Geleneksel kültürümüzde sayılar üzerine kurulan inançlann
kaynaklarını hem İslam dinine hem de Orta Asya yaşayışına ve Şamanizm'e
dayanmaktadır.
Destanlarımızda, masallarımızda, hikayelerimizde, şiirlerimizde ve
günlük yaşayışımızda sık sık rastladığımız sayıları geleneksel kültürümüzde
ve âşıkların dilinde şu şekilde belirlemek mümkündür.
* Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi, İzmir
637
Bir Sayısı
İslâm dininde bir sayısı Allah'ı ifade eder. Allah birdir ve tektir.
Dede Korkut'ta... yerde geçen bir sayısı âşıklarımızın dilinde ve telinde:
Onlar birdir bir oluptur
Halk içinde sır oluptur
Tecellide nur oluptur
Allah bir Muhammet Ali
(Pir Sultan Abdal)
biçiminde sıkça dile getirilmiştir.
Şah-ı Merdan kullarıyız
Biz biriz birkaç değiliz
Kanaat ile yürürüz İllâ
tokuz aç değiliz
(Hatayi)
Üç Sayısı
Geleneksel kültürümüzde ve âşıkların dilinde en çok işlenen
sayılardan biridir. H.Avni, Şaman dininin esaslarına göre âlem üç bölümden
meydana gelmiştir, deyip bunları:
a) Yeryüzü (orta dünya)
b) Yer altındaki karanlık dünya (aşağıdaki dünya)
c) Gökteki nur âlemi (yukarıdaki dünya)
biçiminde açıklamaktadır1.
Ziya Gökalp de: "Şamanizm, yukarıdaki semayı önce üç kat tasavvur
etmiştir. Oğuzun sağ kolu üç oktan oluştuğu için, yukarıdaki semanın üç
oktan olması tabii olarak kabul edilmektedir. Yakutlar'daki ateşin üç
çeşitten olmasının sebebi de kâinatın üç bölümden meydana gelmesi
yüzündendir." demektedir2.
Türk kültürü ve geleneksel kültürümüzde üç sayısı ile ilgili
hususlarda çok değişik biçimde rastlanmaktadır. Bunların bazılarını şu
şekilde belirlemek mümkündür:
• Eski Türk efsanelerinde üç sayısına çeşitli motiflerde rastlanmaktadır.
Türklere göre insan, evrenin üç önemli varlığından biri olarak kabul edilir.
Türk mitolojisinde de ilahlar Gök tanrı, Yer Sular ve Yağız Yer olmak üzere
üçe ayrılır.
• Bir Türk efsanesinde terazi burcu, üç ana yıldızla iki yan yıldızdan
oluşmuştur. Üç yıldız göğe kaçan geyikleri, iki yıldız ise onları kovalayan
avcı ile yayı olmuşlardır. Terazi burcunun üç yıldızı çoğu Türk
efsanelerinde, usta bir avcı tarafından amansız bir şekilde kovalanan ve
1 H:Avni Yüksel, Türk Folklorunda Sayılar, Milli Folklor, Ankara, 1981
2 Ziya Gökalp, Türk Töresi, İstanbul, 1963, s. 107
638
canını kurtarmak için kendilerini göğe atan "üç geyik" gibi tasavvur
edilmiştir3.
• Karluk Türkleri üç aşiretten meydana gelmiştir.
• Oğuz menkıbesine göre Oğuz Han üç gün annesinin sütünü emmemiş,
annesi üç gece gördüğü rüya sonucu rüyasında kendisine söylenen şekilde
hareket etmişti.
• Oğuz'un oğullarından biri bayrağında sembol olarak altın bir yay
üzerine üç gümüş ok kullanmıştır.
• Göç destanın rivayetinde Boğu Han'a Tanrı tarafından verilmiş üç
karga bulunmaktadır. Bu kargalar memleketin her yerinde olup bitenden
hakana haber getirmişlerdir4.
• Çin Türklerinde düğün merasimi üç aşamada yapılır. Gelin kız
kocasının evine geldikten sonra üç gün kocası, kaynanası ve kayın babasıyla
karşı karşıya gelmesi yasaktır.
Manas destanında da üç sayısının ön planda olduğu görülür. Manas'ta
rastladığımız üç sayısı ile ilgili unsurlardan bazıları şöyledir.
• Manas'in elde tuttuğu yerlerden birinin adı Üç Koşay' dır.
• Semetay üç gece aynı rüyayı görür.
• Manas üç gün kimse ile konuşmaz.
• Kırgızlar'in ayrılmaz yiğitleri üç tanedir.
• Manas'm önüne üç kız gelip yüzlerini yırtarak ağıt söylerler.
• Dede Korkut hikâyelerinden de üç sayısının 43 defa aldığı
görülmektedir. Bunlardan bazıları şöyledir. • Bamsı Beyrek hikâyesinde Bey yiğit, düşmandan esir bezirgan ve
malları kurtarınca karşılık olarak üç şey beğenir.
• Dede Korkut'un yakarışı ile Deli Kaçar'ın eli yukarıda kalınca,
bacısını vermeye razı olur ve üç kere ağızından ikrar eyler.
• Çoban sapan ile yere bir taş atınca o yerde üç yıl ot bitmez.
• Dirse Han Oğlu Boğaç han hikâyesinde Dirse Han'ın oğlu Boğaç, üç
kabile çocuğu ile aşık oylar, üzerine gelen boğadan üç oğlan kaçar
Boğaç kaçamaz.
• Bayındır han Begil'i üç gün av eti ile besler.
3 Gökalp, a.g.e. s.41
4 Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, C.2, s.29
639 Üç sayısı
Atasözlerimizde ve Deyimlerimizde:
• Er oyunu üçe kadar
• Üç nal ile bir ata kalmak
• Üçe beşe bakmamak
• Üç aşağı beş yukarı
• Balık ile misafir üç gün sonra kokmaya başlar,
biçiminde yer aldığı gibi bilmecelerimizde de:
Üçü üçler çağıdır Üçü
cennet bağıdır Üçü
derler devşirir Üçü
vurur dağıtır
(Mevsimler)
biçiminde rastlanmakta olup; masallarda da "üç güm üç gece, gökten üç
elma düştü, padişahın üç oğlu, üç zaman sonra " gibi söyleyişlerle sık sık
çıkmaktadır.
Üç sayısı Alevi toplumu için de çok önemli olup üçler sözü ile Allah,
Hz. Muhammet, Hz. Ali ifade edilmektedir. Samanlarda da üçer aşkına üç
çift kalkıp samah oynar.
Köroğlu destanında da önemli bir yeri olan üç sayısı için destanda
Köroğlu'nun:
Süremedim kara günün demini
Giyemedim güveyilik donumu Üç gün
oldu kır at yemez yemini Söylen
Demircioğlu durmasın gelsin
biçiminde söyleşi görülmektedir.
Âşıkların dilinde ise:
İşte bu deme gelince Üç kez
doğdum annenden Nice
yavru uçurdum Nice
âşiyâneden (Kaygısız
Abdal)
Kudret tarafından üç melek geldi
Cebrail emretti, aflâke saldı Anda
coşan ruhu ikiye böldü Can, hasret
kalemin çalandır Haydar (Sadık)
Dört Sayısı
Dört sayısı İslam felsefesinde ve halk inanışlarında bazı temel
unsurları nitelendirmek için kullanılır. Bunlardan bazıları Dört unsur, Dört
kitap, Dört Mezhep (Hanefi, Safi, Maliki, Hanbeli)'dir.
640
Bektaşilikte tasavvuftan gelen Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat
kavramları "Dört Kapı" ifadesiyle anlatılır.
Aşıkların dilinde en çok kullanılan dört kapı kavramı:
Dervişin dört yanında dört ulu kapı gerek
Nereye bakar ise gündüz ola gecesi Bu
şeriat güç olur Tarikat yokuş olur Marifet
sarplı durur Hakikattir yücesi (Yunus
Emre)
Tarikat imam gerek
Bir tasdik imam gerek
Talip bu dört kapının
Varından tamam gerek
(Kul Ahmet)
deyişlerinde olduğu gibi sık sık dile getirilmişler, kimi zaman da:
Açıldı hak kapısı
Sunuldu aşk dolusu
O dört kapıdan içre
Girenin canına hû
(Kemteri)
Yaratmıştır onsekiz bin alemi
Cebrail arştan indirdi kelâmı Dört
kapının yazdığı kalemi Diyen bilmez
bilen demez ne seyran (Derviş
Mehmet)
Dört kitap dötr mezhep adem eşyadır
Ol mahbubun ismi ruha gıdadır
Söyleyen söyleten nutk-ı Huda 'dır Tûti
lisân eden kendidir kendi (Seyrani)
Dört melek halketti Halak-ı cihan
Birer hizmet üzre müekkil her an
Mikâil'e Baran Cibril'e Kur'ân
Azrail 'e ervah İsrafil 'e Sûr
(Dertli)
Dinleyip öğüdün almayan kişi
Dinin tarikatın bilmeyen kişi
Dört mezhep nedendir görmeyen kişi
Harap olur nice kuldur efendim
(Kul Himet)
deyişlerinde belirtildiği gibi dört kapının yanı sıra dört mezhebi işaret
etmişlerdir.
Beş Sayısı
İslâm inancında önemli bir yer tutan beş sayısı çoğu kaynaklarda beş
vakit namaz olarak gösterilir. Bunun dışında elde beş parmak vardır.
Hattatlar Allah yazısını genellikle el şeklinde yazarlar. Ayrıca beş demekle
641
Ehl-i Beyt kastedilir. Ehl-i Beyt, Hz. Muhammet, Hz. Ali, Hz. Patıma, Hz.
Hasan ve Hüseyin'dir.
Âşıkların dilinde:
Vaiz olsan camilerde şakısan Beş
vaktini kılmayana kakışan Dört kitabı
ders eylese okusan Ali evliyadır
bilmeyince fayda yok (Sefil Ahmet)
deyişinde olduğu gibi kimi zaman beş vakit namaz olarak belirtilirken, kimi
zaman da:
Üçler beşler o kapıyı açtılar
Muhabbete misk ü amber saçtılar
Haklıyı haksızı orda seçtiler
Suçlu olanlara yer bulunur mu
(Sakine Bacı)
Üçler dü âlemde birliğe y ettin
Beşler de önlerin dâmenin tuttu
Birlik lokmasını yediler yuttu
Dümeni pak olan pirler de billah
(İlhami)
deyişlerinde olduğu gibi Ehl-i Beyt kastedilmektedir.
Yedi Sayısı
Yedi sayısı Orta Asya Türk boylarından günümüze kadar Türk halk
inançları ile günlük yaşamlarından en çok sözü edilen sayılardandır.
Yedi sayısı Anadolu'da ve bütün Türk boylarında kutsal
sayılmaktadır.
Bunlardan bazıları şu şekilde belirlemek mümkündür.
• Altay Türklerine göre ayın tutulması "yedi başlı dev" yüzündendir.
• Kırgız Türklerinde Kutup Yıldızında bulunan " Büyük Ayı"ya, "Yedi
Bekçi" denir.
• Orta Asya ve Anadolu Türklerine göre yer yedi kattır.
• Kur'an-ı kerim yedi harf üzerine inmiştir.
• Mekke ve Medine arasında yedi kale vardır.
• Kur'an-ı Kerim'de Yusuf Pegamber kıssasındaki rüyaya göre yedi
besili ineği, yedi zayıf inek yer yorumunda yedi yıl kıtlık olur.
642
• Hac'da Kabe yedi kere tavaf edilir.
• Kur'an-ı Kerim'de geçen Eshab-ı Kehf olayı, Yedi Uyurlar olarak
bilinir.
• Hz. Ebubekir Musaf ı yedi suret yazdırmıştır.
• Cuma namazının yedi farzı vardır.
• Süleymaniye camii yedi senede yapılmıştır.
• Çile yedi yıl doldurulur. Yunus Peygamber Diyarbakır kalesinde yedi
yıl oturmuş, Eyüp Peygamber, Haran"a bir mağarada yedi yıl çile
doldurmuştur.
• İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuştur.
• Bursa'da yedi Osmanlı türbesi vardır.
• Osmanlı devleti kurulduktan sonra yedinci asırda yıkılmıştır.
• Dünyanın yedi harikası vardır.
• Gökkuşağı yedi renktir.
• Başta yedi delik vardır.
• Dilimizde sözcük türleri yedi tanedir.
• Gökteki takım yıldızının en ünlüsü Ülker yıldızına "Yedi Kandilli
Süreyya" denir.
• Müzik notası yedi tanedir.
• Ailede soy yedi göbeğe kadar çıkarılır.
• Kefene yedi arşın bez de denir.
• Mevlâ'nın mesnevisi yedi cilttir.
• Anadolu'da düğünün en namlısı yedi gece yedi gündüz olanıdır.
• Çocuk yedi yaşında okula gönderilir.
• Hafta yedi gündür.
• Tehlikeli ve sağa sola zorla baskı yapanlara "yedi bela" denir.
Serangâhı imiş
arşın yücesi
Düldül imiş Kamberi 'nin hocası
Server Muhammed'in Mi'rac gecesi
Yedinci felekte arslan olan şah (Pir
Sultan Abdal)
Mümkirin gıdası Hak'tan kesildi
Nesimi yüzüldü mansur asıldı
Dünya yedi kere doldu ıssıldı
Dolduran Muhammet eken Ali'dir.
(Pir Sultan Abdal)
Aşıkların dilinde ve telinde yedi sayısı:
643
Müsahipsiz yedi adım varılmaz
İrfan olmayınca ağu yudulmaz
Yularsız deve katara gelmez
Hakk'ın ikrarın kime verdin sen
(Teslim Abdal)
Toprak yurt bulmaya güvercin uçtu
Yedi yıl deryada hem kanat açtı Bir
yeşil kubbeye kondu konuştu Bir avuç
turanın saçanıyız biz.
(Hüseyin Fevzi)
biçiminde dile getirilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
sierracudi
Admin
Admin
sierracudi


Erkek Mesaj Sayısı : 722
Yaş : 41
Kayıt tarihi : 28/04/07

türk kültüründe sayılar Empty
MesajKonu: Geri: türk kültüründe sayılar   türk kültüründe sayılar Icon_minitimePaz Mayıs 06, 2007 12:49 am

Dokuz sayısı
Türklerde kutsal sayılan sayılardan birisi de dokuz sayısıdır. Bu
sayıya geleneksel kültürümüzün her aşamasında rastlamak mümkündür.
Altay Yaradılış destanına göre Tanrı yerden "dokuz dallı" bir ağaç
bitirerek her dalın altında bir insan yaratmıştır. Bunlar dokuz insan cinsinin
ataları olmuştur. Bu dokuz insana "Dokuz Dedeler" denmektedir. Bu durum
destanda:
Tanrı yine buyurdu:-Bitsin, dokuz dalı da!
Dallar çıktı hemence, dokuzlu budağı da.
Kimse bilmez Tanrı 'nın düşüncesi ne idi
Soylar türesin diye şöylece emir verdi.
Dokuz kişi kılınsın, dokuz dalın kökünden
Dokuz oymak türesin; dokuz kişi özünden!
biçiminde görülmektedir.
Aşıklarımızın dilinde:
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
biçiminde örneklerine az da olsa rastlanan dokuz sayısı kültür tarihimizde
oldukça önemli yer tutmaktadır.
Türk hakanlarının hakimiyet alameti davul ve tuğlar dokuz tanedir.
1 Bahattin Öğel, Türk Mitolojisi, Ankara, s.453
644 Altay Türkleri'nde Samanların
omuzlarında dokuz ok ve yay
sembolü bulunmaktadır.
Mamas destanında sık sık rastladığımız dokuz sayısı Dede Korkut'ta
da "Doğduğunda dokuz erkek deve kestiğim oğul'V'dokuz bazlam ile bir
külah yoğurt" "Dokuz çoban" gibi ifadelerle görülmektedir,
Hak takviminde "mart dokuzu" deyimi olarak görülen dokuz sayısı
atasözleri ve deyimlerimizde de sıkça kullanılmıştır. Bunlardan bazıları:
• Dokuz at kazığa bağlanmaz.
• Dokuz ölç bir biç
• Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer.
• Güzellik ondur, dokuzu dondur.
• Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
• Boğaz dokuz boğumdur.
• Dokuz ay karnında taşımak.
• Aça dokuz yorgan örtmüşler yine uyuyamamış.
• Dokuz doğurmak
gibi söyleşilerdir.
Oniki Sayısı
Oniki sayısı halkımızca kutsal sayılan sayılar arasındadır. Bu sayı
özellikle Alevi ve Bektaşiler tarafından kutsal bir sayı olarak bilinmektedir.
12 sayısı oniki din büyüğünün adı için Oniki İmam deyimi olarak
kullanılmaktadır. Birincisi Hz. Ali olan oniki imamlar sıra ile şunladır.
1) Hz. Ali
2) Hz. Hasan
3) Hz. Hüseyin
4) Muhammed Bakır
5) Zeynel Abidin
6) Câfer-i Sadık
7) Musa-i Kâzım
Cool Ali Rızâ
9) Muhammed Taki 10) Ali Naki
11) Hasan Askeri
12) Mahdi
Edebiyatımızda sayısı âşıkların dilinde ve telinde en çok dile
getirilen sayıdır. Bunlardan bazıları:
645
Oniki İmam 'a niyaz eylerim Hasan
Askeri 'ya hâlim söylerim Muhammed
Mehdi 'ye tamam eylerim Cümle
günahıma imamlar medet
(Derviş Mehmet)
Oniki İmam 'm demin görmüş
Safine-i Nuh 'a biz de binmişiz
Muhammed ali 'ye ikrar vermişiz
Güruh-i Nâciyiz dönmeyiz geri
(Hayriye)
Gelin vaz, geçelim biz bu gümandan
Sakın çıkarmasın dinden imandan
Şefaat umarız Oniki imam 'dan
Onların atası ali değil mi
(Kul Ahmet)
Böyle bulunmuş tadın her helvacılar
Oniki İmam 'dan okur nâciler
Felekler semanın döner bacılar
Nefsin başını biç üryan ol da gel
(Seyrani)
Kul Veli 'yim niyaz ederim Hakk'ın
buyurduğu yola giderim Dinim
hak'tır Hak kelâmı söylerim Oniki
İmamlara ereyim deyu
(Veli)
Demoğlu görmüş idi düşünü Eğildi
secdeye koydu başını Ali 'ye pay
çıkardılar döşünü Oniki İmamların
kurbanıyım ben
(Dedemoğlu)
Pir Sultan Abdal coşkuna
Gel otur gönül köşküne
Oniki İmam aşkına Ben bu
seri vere geldim
(Pir Sultan Abdal)
646
Hû diyelim gerçeklerin demine
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
Oniki İmam katarına uyanlar
Muhammed Ali'ye yardan sayılır.
(Hatayı)
biçiminde söyleşilerdir.
Kırık Sayısı
Türkler tarafından, ilk çağlardan bu yana kırk sayısının kutsallığın
inanılmaktadır. İslâmiyet'te Kur'an'dan bu yana önemli bir yer tuttuğu
görülmektedir. Örneğin, kırk erbain Kur'an'da 48 kez geçmektedir.
Alevi ve Bektaşilerde Hz.Ali'nin başkanlık ettiği kırk kişinin
meclisine "Kırklar Meclisi" denmektedir.
Bu sayı geleneksel kültürümüzde de değişik biçimlerde
görülmektedir. Bunlardan bazılarını şu şekilde belirlemek mümkündür.
• Doğumdan sonra kırk gün içinde bulunan anne ve bebeğe "kırk"
denir. Kırk çıkması, anne ve bebek için önemli bir olay olarak
bilinmektedir.
• İnanışa göre, çocuk ayaklarını basmazsa ve gelişmezse buna "kırk
bastı" denir.
• Kırklı çocuğun elbise ve bezlerinin suyunun dışarı atılamayacağına
inanılır.
Oğuz Kağan ve Saltuk Buğra han Destanlarında, kırk sayısına sıkça
rastlanır. Oğuz, kırk günde yürür.
Manas Destanında kırk sayısı 127 yerde kırk yiğit, kırk savaşçı, kırk
gelin, kırk güzel, kırk kulaç vb. biçimlerde görülmektedir.
Dede Korkut'ta kırk yiğit, kırk namert, kırk er, kırk otağ, kırk gün
kırk gece gibi ifadelerle yüz yerde karşımıza çıkmaktadır.
Kırk yiğit motifinde olduğu gibi, kırk kız motifi de bütün Türk destan
ve masallarında çok geçer. Bey ve beyin oğlunun kırk yiğidi bulunduğu gibi
hanımların da kırk kızı bulunur.
Anadolu'da yer isimlerinde de Kırkağaç, Kırklareli, Kırkpınar,
Kırktepe, Kırkkuyu, Kırkkavak gibi rastlanmaktadır.
Aşıklarımızın dilinde ve telinde ise kırk sayısı:
Kıklar arzleyledi Elmalı şehri
Boğazhisarında ol böldü nehiri
Bol yerde küffara eyledi kahrı
Ol dem kılıç pirim eline
(Geda Muslu)
MP
647
Sersem Ali vardı pire dayandı
Çırağımız kırk budaktan uyandı
Mürşid olan her bir renge bayandı
Hünkâr hacı Bektai pirim hû deyu
(Sersem Ali)
Payım gelir erenlerin payından
Muhammed neslinden ali soyundan
Kırıkların ezdiği engür suyundan Bir
sen iç sevdiğim bir de bana ver (Kul
Hüseyin)
Pir Sultan'ım eydür dünya fanidir.
Kırkların sohbeti aşk mekânıdır.
Vücudun şehrinde Hakk'ı görürsün
Seyrani bu şehre seyran ol da gel
(Seyrani)
biçiminde ifadelerle dile gelmektedir.
Bunların dışında halkımız tarafından kutsallığına inanılan sayılar da
bulunmaktadır.
İnsan vücudunda 366 kemik bulunduğundan 366 sayısı kutsal sayılar
arasında gösterilmektedir.
Yetmiş iki milleti işaret ettiği için 72
Ondört mâsum-ı pak için 14 sayısı, Allah'ın adlarını ve doksan
dokuz Nebi'yi işaret ettiği için 99 sayısı da kutsal sayılar arasında
gösterilmektedir.
KAYNAKÇA
1. Saadettin Nüzhet Ergun, Bektaşi Şairleri, İstanbul, 1930.
2. Afet İnan, Türk destan ve Masallarında Kırklar Motifi, Türk Dili, Şubat
1958
3. H.Avni Yüksel, Türk Folklorunda Sayılar, Erciyes, Yıl 3, s. 29-31
4. Prof.Dr. Orhan Acıpaymıh, Türkiye'de Doğumla İlgili Adet ve
İnanmaların Etnolojik Etüdü, Erzurum, 1961
5. Bahattin Ögel, Türk Mitolojisi.
6. Turgut Koca, Bektaşi Nefesleri ve Şairleri, İstanbul, 1990
7. Halit Özdemir, Ardanuç ve Çevresindeki Kırk Basması ve Kırkla İlgili
İnanışlar, Türk Folkloru, İstanbul, 1975, s.72
8. Ziya Gökalp, Türk Töresi, İstanbul, 1963
9. Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s.2
10. Tuncer Gülensoy, Türklerde Dokuz sayısı, Erciyes, s.27
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
türk kültüründe sayılar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
mavracilar.niceboard.com :: Sanat :: müzik :: Türk Halk Müziği-
Buraya geçin: